Osmanlı Dönemi saray halkı ve üst düzey kişilerin giyimlerinde, yaşadığı mekanlarda İpek ipliği ile dokunan kumaşlar kullanılmıştır. 19. Yüzyıl Osmanlı dokuma sanayinin ilk büyük fabrikalarından biri olan Hereke Fabrika-i Hümayunu Padişah Abdülmecit Döneminde kurulmuştur. Dadyan kardeşler tarafından Hereke beldesinde kurulan Hereke Fabrikasını 1843 yılında işletmeye açılmıştır. Hereke Fabrikası, 1845 yılında, padişaha Ferağ olunarak, saray adına çalışmaya başlamıştır. Osmanlı saray ve köşklerin döşemelik ve perdelik olarak üretilen ipek kumaşları Hereke Fabrika-i Hümayununda dokunmaktaydı. Hereke Fabrikasına 1850 yılında Fransa'dan jakar tezgâhlar getirilmiş ve Kemhahâne bölümü açılarak çalışmaya başlanmıştır. Hereke Fabrikası, Perakende satış yapan, ilk kuruluş olduğu kadar ürettikleri ile Uluslararası alanlarda büyük ödüller alan önemli bir işletmedir.1902 yılında, çuha, şayak ve iplik bölümleri, 1905 yılında yünlü dokuma, 1908 yılında fes bölümü, fanila, yün ve ipek halı atölyeleri Hereke Fabrikasına eklenmiştir. 1933 yılında Hereke Fabrikası, Sümerbank yönetimine,1995 yılında Milli Saraylara, günümüzde de Yıldız Sarayına devredilmiştir. Hereke Fabrikasında dokunan ipekli kumaşlar, Saray ve çevresine, ayrıca yabancı hanedan mensuplarına ve elçilere hediye edilerek, Avrupa saraylarına ulaşmıştır. Hereke ipekli dokumalarının kompozisyonunda Batı etkileri görülmekte olup oryantalizm ve çok rengin kullanıldığı görülen bu dokumalarda 143 farklı desen tespit edilmiştir. Kumaşlarda yer alan desenlerde bitkisel, hayvansal motifler, vazolar, müzik aletleri, geometrik düzenlemeler, Rumi, Çin bulutu gibi birçok motif görülmektedir. Hereke fabrikasında İpekli kumaş yanın da kadife kumaşta üretilmiştir. Son Dönem Osmanlı İpek kumaş koleksiyonu olan Hereke ipekli dokumaların da görülen, farklı örgü ve zengin renk çeşitliliği izleyicileri etkilemektedir. Ancak görselde kuvvetli etki yaratan bu dokumalarda kalite dışında, bir üsluptan söz edilememektedir. Bu bağlamda kültürel varlıklarımızdan olan Hereke ipek dokuma kumaş koleksiyonunun gelecek kuşaklara aktarımı adına bu ipek dokumaların desen, renk, üretim tekniği açısından araştırılarak incelenmesi önemlidir.
Fabrics woven with silk yarn were used in the clothing of the palace people and high-ranking people in the Ottoman Period, in the places where they lived. One of the first large factories of the 19th century Ottoman weaving industry, Hereke Fabrika-i Hümayunu was established during the reign of Sultan Abdülmecit. Hereke Factory, which was established by Dadyan brothers in Hereke town, was put into operation in 1843. Hereke Factory started to work on behalf of the palace in 1845, after being granted to the sultan. Silk fabrics produced for upholstery and drapery in Ottoman palaces and mansions were woven in Hereke Fabrika-i Hümayun. Jacquard looms were brought to Hereke Factory from France in 1850 and the Kemhahane department was opened and work began. Hereke Factory is an important business that makes retail sales, as well as the first establishment, that received great awards in the international arena with its products. In 1902, broadcloth, serge and yarn departments, woolen weaving in 1905, fez department in 1908, undershirt, wool and silk carpet workshops Hereke It has been added to the factory. Hereke Factory was transferred to Sümerbank management in 1933, to National Palaces in 1995, and to Yıldız Palace today. Silk fabrics woven in the Hereke Factory were presented to the Palace and its environs, as well as to foreign dynasty members and ambassadors, and reached the European palaces. Western influences are seen in the composition of Hereke silk weavings, and 143 different patterns have been identified in these weavings, where orientalism and multicolor are used. Many motifs such as plant and animal motifs, vases, musical instruments, geometric arrangements, Rumi, Chinese cloud can be seen in the patterns on the fabrics. It is produced in velvet fabric as well as silk fabric in Hereke factory.The variety of different weaves and rich colors, also seen in Hereke silk fabrics, the late Ottoman silk fabric collection, impresses the audience. However, in these weavings, which create a strong visual impact, there is no style other than quality. In this context, it is important to investigate and examine these silk weavings in terms of pattern, color and production technique in order to transfer the Hereke silk woven fabric collection, which is one of our cultural assets, to future generations.