IX. Ulusal Üstün Yeteneklilerin Eğitimi Kongresi, Eskişehir, Turkey, 6 - 08 May 2024, vol.9, no.4414, pp.508-511, (Summary Text)
Aile, bireyin dünyaya geldiği ilk andan itibaren etkileşimde olduğu, ilk öğrenmelerini ve
deneyimlerini güven içinde edinmesini kolaylaştıran bir birliktir. Bu birlik içinde aile üyelerinin
birbirleriyle duygusal ve gelişimsel bir ortaklığı olduğu kabul edilmektedir (Cavkaytar, 1999;
Tavil, 2005). Aileye yeni bir üyenin katılmasıyla yeni üye ve aile bireyleri arasında doğrudan
bir etkileşim başlar. Bu etkileşim ilk andan itibaren çocuğun gelişimini birçok açıdan etkiler.
Benzer şekilde çocuk da anne babanın yaşamında önemli değişimlere yol açar. Bu süreçte
aileler karşılaştıkları zor durumlarla ilgili sosyal, duygusal ve eğitsel açıdan desteğe ihtiyaç
duyabilirler (Cavkaytar, 1999).
Aileye katılan çocuğun gelişimsel olarak farklılıklarının olması aileler açısından yaşanan
zorluğun şiddetini arttırmaktadır. Yapılan araştırmalar özel gereksinimli çocuğa sahip
ebeveynlerin diğer ebeveynlere göre anne- babalığa uyum sağlamada ve karşılaşılan güçlükleri
aşmada daha fazla zorluk yaşadıklarını göstermektedir (Baker ve ark., 2002; Hsiao, 2018;
Gowen ve ark., 1993). Dolayısıyla özel gereksinimli çocuğa sahip olan ebeveynler sosyal,
duygusal ve eğitsel açıdan daha yoğun desteğe ihtiyaç duymaktadırlar. Alan yazında özel
gereksinimli çocuklar ve aileleriyle ilgili yapılan çalışmaların daha çok yetersizlik gruplarına
odaklandığı ve sürdürüldüğü görülmektedir (Akkök ve ark., 1992; Akça ve Özyürek 2019;
Cuzzocrea ve ark., 2013; Reichman ve ark., (2008). Özel eğitime ihtiyaç duymasına rağmen
özel yetenekli çocuklar ve ebeveynleriyle ilgili yapılan çalışmalar ise alan yazında sınırlıdır.
Özel yetenekli çocuklar; derin öğrenme merakları olan, çok fazla soru soran, çeşitli alanlara
karşı yoğun ilgi duyan, hayal gücü ve motivasyonu yüksek çocuklar olarak tanımlanabilir.
Ancak bu özelliklere sahip olmasına rağmen özel yetenekli bireyler sosyal uyumsuzluk, dikkat
dağınıklığı, inatçılık, kurallara uyamama, iletişim kurmada zorlanma gibi olumsuz davranışlar
ortaya koyabilmektedir (Ataman ve Çitil, 2018). Özel yetenekli çocuklarla ilgili yapılan
araştırmalar, özel yetenekli çocukların akranlarından daha az zorluk yaşamalarını sağlayacak
kişilik özelliklerine sahip olduğuna işaret etse de özel yetenekli çocukların karmaşık bir
gelişimleri vardır (Renati ve ark., 2017). Pfreiffer ve Stocking (2000) tarafından yapılan
araştırmada, özel yetenekli çocukların bilişsel becerileri bakımından akranlarından
farklılaşmalarına rağmen yaşadıkları sosyal ve duygusal sorunlarla baş etmekte zorlandıkları
ve bu problemlere karşı savunmasız kaldıkları ortaya konmuştur. Diğer taraftan özel yetenekli
çocuğa sahip olduğunu öğrendiği ilk andan itibaren ebeveynler özel yetenekli çocuğa ilişkin bilgilerinin az olması ve çocuğun özelliklerden kaynaklanan birtakım olumsuz durumlara
alışmada yaşadıkları zorluklar nedeniyle yoğun kaygı ve stres yaşayabilmekte ve çocuğa karşı
yanlış tutum ve davranışlar geliştirilebilmektedir (Ataman, 2004). Bu durum özel yetenekli
çocuğa sahip anne babalarla çalışmaların yapılmasını gerekli kılmaktadır.
Bu çalışmada Türkiye’de özel yetenekli çocuğa sahip ebeveynlerle ilgili yapılmış lisansüstü
tezlerin incelenmesi amaçlanmaktadır. Lisansüstü tezler, ilgili alandaki diğer araştırmalara ve
çalışmalara kaynaklık etmekte aynı zamanda birçok konuda yol gösterici olmaktadır. Bu
kapsamda ebeveynlerle yapılmış olan lisansüstü tezlerin incelenmesinin; ülkemizdeki araştırma
alanlarını belirlemek, politika geliştirme ve uygulama çalışmaları için kaynak sağlama, özel
yetenekli çocuğa sahip ebeveynlere yönelik rehberlik ve destek programlarının tasarlanması ve
geliştirilmesi, toplumda özel yetenekli çocukların ve ailelerinin yaşadığı zorluklara ve
ihtiyaçlara dikkat çekmesi açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda lisansüstü
tezlerin incelenmesi özel yetenekli çocuk ve aileleriyle çalışan eğitimciler ve diğer meslek
grupları için de büyük önem taşımaktadır. Uzmanlar, tezlerden elde edilen bulguları kullanarak
özel yetenekli çocuklar ve ailelerinin daha etkili bir şekilde desteklenmesine yardımcı
olabilirler.