One of the Abbasid caliphates Hârûn Rashid persuades Romans to pay jizya after providing internal unity and besieging them. Later on, with a self confident and successful commander manner makes Mohamed b. Leyse write a long letter to Byzantine King Constantine inviting him to Islam. Author’s manner is an admirable act in that it has replied to its age’s Christians’ claims and doubts in a scientific level. Author supports, by stating tawhid and prophecy subjects which are the basis of Islam, in his letter the idea that Allah is one and unique prophet Mohamed is the last prophet and Islam is the last religion. He states a lot of rational and transferred evidence aiming at proving the prophecy of Mohamed. He supports the idea that Christians’ trinity belief is far from raitonal and transferred basis. He also expresses that Koran is a book by Allah and protected by Allah. This letter is very important in that it shows how the subject about belief were discussed between the Muslims and the Christians in hijri second century. The essay is important in that this letter, which is one of the early ages’ kalami texts, it reveals explanations and rational deductions about tawhid, evidence of prophecy and trinity belief’s inconsistency.
Abbasi halifelerden Hârûn Reşîd, (ö.193/809) ülkede merkezi otoriteyi sağladıktansonra Rumları kuşatmak suretiyle onları cizye ödemeye razı eder. Daha sonra BizansKralı Kostantin’i İslam’a davet eden uzun bir mektubu, Muhammed b. Leyse yazdırıpgönderir. Hârûn Reşîd’in bu tavrı, dönemindeki Hristiyanların İslam inancı hakkındakiiddia ve şüphelerine ilmi bir düzeyde cevap verilmesi bakımından takdire şayan bireylemdir. Hârûn Reşîd, mektubunda İslam inancının temeli olan tevhid ile nübüvvetkonularına yer vererek, Allah’ın tek olduğunu eşi ve benzerinin bulunmadığını, Hz.Peygamber’in son peygamber, İslam dinin de son din olduğunu vurgular. Hz.Peygamber’in nübüvvetini ispat etmeyi amaçlayan birçok akli ve nakli delile yer verir.Ayrıca Kur’an-ı Kerim’in Allah tarafından indirildiğini ve muhafaza edildiğini belirtir.Hristiyanların sahip olduğu teslis inancının, akli ve nakli temellerden uzak olduğunuiddia eder. Bu mektup, hicri II. asırda inanç konularının Müslümanlar ile Hıristiyanlararasında hangi zeminde nasıl tartışıldığını göstermesi bakımından oldukça önemlidir.Makale, erken dönem kelami metinlerinden biri olan bu mektubun tevhit, nübüvvetindelilleri ve teslis inancının tutarsızlığı konularında ortaya koyduğu mantıksal çıkarımve açıklamaların ortaya çıkması açısından önem arz eder.