Gelgör İ. E. (Yürütücü), Dalman Şimşek D., Titiz Yurdakal S.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, BAP Araştırma Projesi, 2021 - 2024
Giriş: Ortodontik malzemelerden salınan korozyon ürünlerinin genotoksik,
mutajenik ve sitotoksik etkisi olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte florürün korozyonu
arttırdığı ve sitotoksik etkisi olduğunu belirten birçok çalışma vardır. Ortodontik
tedavilerde florür uygulamalarının ağız hijyenini sağlamada destekleyici tedavi ve
proflaktik olarak kullanılması tartışma konusudur.
Amaç: Çalışmamızın amacı ortodontik tedavi gören hastalarda florür
uygulamalarının güvenilirliğinin saptanması ve ortodontik tedavideki olası yan
etkilerinin belirlenmesiydi. Çalışmamızda ortodontik tedavi gören hastalarda florür
uygulamasının ağız epitel hücresindeki DNA hasarına, kan lökosit DNA hasarına ve tam
kan sayımına etkisi incelendi. Bununla birlikte florür uygulamasının tükürüğe ve kana
geçen korozyon ürünleri miktarına ve tükürükteki S. mutans sayısına etkisi saptandı.
Metod: Bu çalışmaya Uşak Üniversitesi ortodonti bölümüne tedavi amacıyla
başvuran hastalardan dahil edilme kriterlerini taşıyan 14-23 yaş aralığındaki 50 hasta (25
hasta çalışma grubu, 25 hasta kontrol grubu olmak üzere) dahil edildi. Kontrol grubundaki
hastalar ortodontik tedavilerinin ilk 3 ayında ağız hijyenini sadece DK dental florürsüz
diş macunu ile sağlarken, çalışma grubudaki hastalar ek olarak 1. aydan 3. aya kadar
florürlü GC Mı Paste Plus Diş Bakım Kremi kullandı. Her iki gruptaki hastalardan tedavi
başlangıcında ve 3. ay sonunda kan, tükürük ve bukkal mukoza sürüntüsü örnekleri
alındı. Alınan örneklerden kan ve tükürükteki iyon miktarına, tükürükteki S. mutans
sayısına, kandaki lökosit ve bukkal mukoza epiteli DNA hasarına ve tam kan sayımına
bakılarak gruplar arasında karşılaştırma yapıldı.
Bulgular: Araştırma gruplarına göre demografik özelliklerin dağılımı homojen
olarak belirlendi. Hem çalışma hem kontrol grubunda son ölçüm S. mutans değerleri
tedavi başlangıç değerlerine göre yüksek bulundu. Tedavi başlangıcında tükürükteki iyon
miktarları arasında fark bulunmazken, kontrol grubunun son ölçüm Cr, Fe ve Ni değerleri
çalışma grubu değerlerinden yüksekti. Çalışma grubunun ilk ölçüm Cu değerleri kontrol
grubu değerlerinden, kontrol grubunun son ölçüm Ni değerleri çalışma grubu
değerlerinden yüksek bulundu. Her iki grupta da kandaki lökositlerde DNA hasarına
rastlanmadı. Bukkal mukoza epitelindeki DNA hasarı değerlerine göre; her iki grupta
başlangıç değerleri son ölçüm değerinden yüksekti ancak çalışma grubunun son ölçüm
DNA hasarı değerleri kontrol grubu değerlerinden daha yüksek bulundu.
Sonuç: Florür uygulaması S. mutans artışını engellememiştir. Bununla birlikte
florür uygulaması kontrol grubuna göre S. mutans sayısının daha az artmasına yol
açmıştır. Tükürükte salınan Cr, Fe ve Ni iyonların çalışma grubunda daha fazla olduğu
belirlenmiştir. Kandaki iyonlar değerlendirildiğinde florür uygulamasının salınan iyon
miktarını ve kandaki nikel miktarını azaltmıştır. Florür korozyonu azaltıcı etkiye sahip
olmasına rağmen, florür uygulanan grupta DNA hasarı daha fazla ortaya çıkmıştır.
Bukkal mukozadaki DNA hasarına olan etkisi göz önüne alındığında, florürlü ürünlerin
ortodontik tedavilerde kullanım güvenirliliğine şüphe ile yaklaşılmalıdır.
Anahtar kelimeler: DNA hasarı, lökosit, tam kan sayımı